Aslında Hiç Olmamış Ama Herkesin İnandığı Tarihi Efsaneler
Tarih, geçmişin izlerini takip ettiğimiz büyüleyici bir alandır. Ancak bazen bu izler, gerçek değil, kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgilerden ibaret olabilir. Zamanla o kadar çok tekrar edilirler ki, gerçek gibi kabul edilirler. Popüler kültür, filmler, diziler, hatta ders kitapları bile bu efsaneleri pekiştirir. Bu yazımızda, aslında hiç yaşanmamış ama herkesin doğru bildiği bazı tarihi efsaneleri ele alıyoruz.

1. Napoleon'un Boyu Kısaydı
Napoleon Bonaparte denilince pek çok insanın aklına kısa boylu, kibirli bir lider gelir. Oysa bu tamamen yanlış bir algıdır. Napoleon'un boyu yaklaşık 1.69 metreydi, ki bu döneminin ortalama erkek boyuyla neredeyse aynıdır. Fransız ölçü birimiyle İngiliz ölçü birimi karıştırıldığı için bu yanlış anlaşılma doğmuştur. İngiliz karalama propagandası da işin tuzu biberi olmuştur. Aslında o kadar da kısa değildi!
2. Orta Çağ’da Dünya’nın Düz Olduğuna İnanılıyordu
Bugün sıkça “Orta Çağ karanlık çağdı, insanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu” denir. Ancak bu da bir efsanedir. Eski Yunan filozofları dahi dünyanın yuvarlak olduğunu biliyordu. Özellikle Aristoteles ve Eratosthenes gibi düşünürler, dünyanın şekliyle ilgili doğru teoriler geliştirmişlerdi. Orta Çağ’da eğitimli insanlar, dünyanın yuvarlak olduğunu kabul ediyordu. Yani, bu yanlış bilgi modern zamanların uydurmasıdır.
3. Vikingler Miğfer Taktı, Ama Boynuzsuzdu
Vikinglerle ilgili en yaygın görsel imge, başlarında boynuzlu miğferlerle savaşan kuzeyli savaşçılardır. Oysa arkeolojik kazılarda hiçbir boynuzlu miğfer bulunmamıştır. Boynuzlu miğfer kavramı, 19. yüzyıldaki operalardan ve sanatçılardan kaynaklanmaktadır. Gerçekte Vikingler pratik ve sade zırhlar kullanırdı. Boynuzlu miğfer, tarih değil, tiyatro eseridir.
4. Marie Antoinette "Ekmek yoksa pasta yesinler" Demedi
Fransız Devrimi’nin sembollerinden biri haline gelen bu söz, kraliçe Marie Antoinette’e atfedilir: "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler." Ancak tarihi kaynaklarda bu söze dair hiçbir kanıt yoktur. Asıl kaynağın Jean-Jacques Rousseau’nun bir yazısında yer aldığı ve yazıldığı tarihte Marie Antoinette’in henüz çocuk olduğu ortaya çıkmıştır. Bu söz daha sonra halkı galeyana getirmek için onun ağzına yakıştırılmıştır.
5. Orta Çağ’da Hijyen Hiç Yoktu
Evet, modern anlamda hijyen standardı yoktu ama bu “hiç yıkanmıyorlardı” anlamına da gelmiyor. Orta Çağ insanları imkanları ölçüsünde temizliklerine dikkat ediyordu. Örneğin Osmanlı’da hamam kültürü oldukça yaygındı. Avrupa’da da bazı bölgelerde haftalık banyo alışkanlığı vardı. Ayrıca koku giderici otlar ve parfümler sıkça kullanılırdı. Bu da, modern zamanlarda abartılarak yayılmış bir efsanedir.
6. Edison Ampulü İcat Etmedi
Thomas Edison ampulü icat eden kişi olarak bilinse de, bu tamamen doğru değildir. Ampul teknolojisinin temelleri Edison’dan çok önce atılmıştı. Joseph Swan, Hiram Maxim gibi mucitler benzer sistemler geliştirmişti. Edison’un yaptığı şey, ampulü daha uzun ömürlü ve ticari olarak kullanılabilir hale getirmekti. Yani, mucitlikten çok geliştirici rolü üstlenmiştir.
7. Demokrasinin Mucidi Yunanlılar mı?
Demokrasi denince akla antik Atina gelir. Evet, Atina'da halk meclisi vardı ama bu sistem, yalnızca erkek ve özgür vatandaşları kapsıyordu. Kadınlar, köleler ve yabancılar bu sistemin dışındaydı. Ayrıca bazı Afrika kabilelerinde, Atinalılar’dan çok daha önce kolektif karar alma mekanizmaları olduğu bilinmektedir. Yani demokrasi fikri, Yunanlıların tekelinde değildi.
8. Galileo, Engizisyon Tarafından Yakılmadı
Bilim tarihinin en önemli isimlerinden Galileo Galilei'nin Engizisyon tarafından yakıldığı sıkça anlatılır. Ancak gerçek şu ki Galileo, dünya merkezli evren görüşüne karşı çıktığı için Engizisyon tarafından yargılanmış ve ev hapsine mahkûm edilmiştir. Yakılmamış, işkence görmemiştir. Ölümüne kadar ev hapsinde yaşamıştır. Bu da dramatize edilmiş bir efsanedir.
9. Cleopatra Mısırlı Değildi
Cleopatra denilince akla gelen ilk şey, antik Mısır kraliçesi olmasıdır. Oysa aslında Yunan kökenlidir, Büyük İskender’in komutanlarından biri olan Ptolemaios’un soyundan gelmektedir. Yani etnik olarak Yunan’dır, ama Mısır’ı yönettiği için tarih onu Mısırlı olarak hatırlamıştır. Ayrıca, halkla bütünleşebilmek için geleneksel Mısır tanrılarına da tapmıştır.
10. Einstein Matematikten Kalmadı
Albert Einstein’ın gençliğinde matematikten başarısız olduğu, hatta sınıfta kaldığı yönünde yaygın bir efsane vardır. Gerçekte Einstein, genç yaşlarda ileri düzey matematik konularını kavramış bir dahiydi. Hatta 15 yaşında kalkülüs öğrenmişti. Bu efsane, motivasyonel hikâyelerle yayılmış ama gerçekle ilgisi yoktur. Einstein'ın başarısız olduğu tek şey otoriteyle uyum sağlamaktı.
Tarihi Doğru Kaynaklardan Öğrenmek Neden Önemli?
Bu örnekler, tarihin sadece kazananlar tarafından değil, aynı zamanda hikâye anlatıcıları tarafından da yazıldığını gösteriyor. Efsaneler, halk arasında güçlü etkiler bırakabilir ama araştırma yapılmadan doğru kabul edilmeleri büyük bilgi hatalarına yol açabilir. Bu nedenle tarihsel bilgileri, güvenilir kaynaklardan ve akademik çalışmalardan öğrenmek önemlidir.
Tepkiniz Nedir?






